Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), çocukların bilişim teknolojileriyle olan ilişkisine dair önemli verileri açıkladı. Son rapor, çocukların bilişim teknolojilerine yönelik eğilimlerinin hızla arttığını ve bu durumun eğitim süreçlerini nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. Özellikle pandemi sürecinin ardından dijitalleşmenin hız kazanmasıyla, çocukların teknoloji kullanımı ve eğitimdeki rolü önemli bir gündem maddesi haline geldi.
TÜİK’in raporuna göre, 6-14 yaş arasındaki çocukların %85’i düzenli olarak internet kullanıyor. Bu oranın, önceki yıllara göre belirgin bir artış gösterdiği belirtiliyor. İnternet kullanımında en çok tercih edilen alanların başında, sosyal medya ve eğitim platformları geliyor. Raporda, çocukların %70’inin en az bir sosyal medya hesabı bulunduğu ve bu platformların, arkadaşlık ilişkilerini geliştirmede önemli bir araç haline geldiği ifade ediliyor.
Eğitim alanında da bilişim teknolojilerinin etkisi dikkat çekiyor. Çocukların %60’ı, uzaktan eğitim süreçlerinde teknolojinin faydalarını deneyimlediğini belirtirken, bu süreçte öğretmenlerin dijital becerilerinin de artırılmasının önemine vurgu yapıldı. Uzmanlar, bilişim teknolojilerinin eğitimdeki rolünün giderek büyüdüğünü ve bu durumun çocukların öğrenme biçimlerini dönüştürdüğünü aktarıyor.
Ancak, artan teknoloji kullanımıyla birlikte bazı olumsuz etkilerin de gözlemlendiği raporda yer aldı. Özellikle, aşırı internet kullanımı ve ekran bağımlılığı gibi sorunların çocuklar arasında yaygınlaştığına dikkat çekildi. Çocukların, sosyal etkileşimlerini artırmak yerine sanal dünyada daha fazla vakit geçirdiği ifade edilerek, bu durumun sosyal becerilerin gelişimini olumsuz etkileyebileceği kaydedildi.
TÜİK, ebeveynlerin ve eğitimcilerin, çocukların teknoloji kullanımını daha iyi yönlendirmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Bu kapsamda, ailelerin çocuklarının dijital dünyada geçirdiği süreyi dengelemesi ve sağlıklı teknoloji alışkanlıkları kazandırması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, eğitimcilerin de teknoloji eğitimine daha fazla önem vermesi gerektiği önerildi.
Sonuç olarak, TÜİK’in açıkladığı veriler, çocuklarda bilişim teknolojileri eğilimlerinin arttığını ve bu durumun hem olumlu hem de olumsuz yanlarının bulunduğunu gösteriyor. Eğitim politikalarının bu eğilimler doğrultusunda şekillendirilmesi, çocukların sağlıklı bir dijital ortamda büyümelerine katkı sağlayacak önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Bilişim teknolojilerinin, eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle birlikte, çocukların gelecekteki başarıları için gerekli olan becerilerin kazandırılması büyük önem taşıyor.